VOLEYBOLUN TARİHÇESİ
Voleybol “Mintonette” adı altında ilk kez 1895 yılında Amerika’ da oynandı. Massachusetts’ in Holyoke kentinde okulu yeni bitirmiş genç bir beden öğretmeni William G.Morgan, YMCA ‘de (Young Men’s Chiristian Association-Genç Erkekler Hıristiyan Birliği) işadamlarına beden eğitimi yaptırmakla görevlendirilmişti. Amacı, toplumsal çalışmalarla Hıristiyanlığı yayamak olan bu kuruluş, o yıllarda bütün dünyaya kol salmış bulunan çok geniş misyoner derneğiydi.
William G.Morgan, beden eğitimi derslerini sıkıcı buluyor ve çalışmaları sağlık için katlanılan eziyet durumundan kurtarmak istiyordu. Eğlendirici bir oyun niteliği olan bir çalışma yolu aramaya başladı.
1891 yılında gene bir YMCA öğretmeni olan James Naismith’ in bulduğu basketbol oyunundan yararlanmak isteyen Morgan, bu oyunun koşuya ve vücut vücuda çarpışmalara açık olmasından vazgeçti. Bu gençlere yönelik bir oyundu, yaşlılara göre değildi. Tenisi denemek isteyen Morgan, bu spor için raket ile birlikte çevresi telli bir alan gerektiğini gördü. Ve de tenisi 2 ya da en çok 4 kişi oynayabiliyordu. Morgan yeni bir oyun düşünerek tenis filesini yükseltti ve yerden 1.80-1.90 metreye gerdi. Basket topunun iç lastiğinin çıkarıp top olarak kullandı. Filenin iki yanına geçen işadamları topu kendi alanlarında yere düşürmemeye çalışıyorlar ve karşı tarafa geçirmeye uğraşıyorlardı. İç lastiğin hafif geldiği görüldü. Basket topu ile oynamak isteyenler, bunun çok ağır olduğunu fark edince , dışı deri hafif bir top imal ettirildi. Bu topla oynanan oyun işadamlarını sevindirmişti. Ne oyun alanı sınırlıydı ne de oyuncu sayısı.Gelenler ikiye ayrılıyor, oyun alanı istendiği gibi ayarlanıyordu.
William G.Morgan, amacına ulaşmış,çarpışması,itişmesi olmayan,tehlikesi çok az,temiz,son derece eğlenceli bir oyun bulmuştu.
Kısa sürede Mintonette’ e merak saranların arasında bir doktor (Dr.Frank Wood) ve bir itfaiye şefi (John Lynch) vardı. Bu iki Mintonette’ ci,William G.Morgan ile birlikte oyuna kurallar koymaya başladı.
1986’ da Springfield Koleji’ nde YMCA beden eğitimi öğretmenleri toplantısı yapıldı ve Mintonette’ den söz açıldı. Morgan, giderek Holyoke’ den beşer kişilik iki takım getirdi. Maç o güne kadar konulan kurallarla oynandı. Takımlardan birinin kaptanı Belediye Başkanı J.J.Curran, öbürünün ise İtfaiye Şefi John Lynch idi.
Mintonette oyunu,en kısa deyişle “topu yere düşürmeden karşı alana atmak” diye tanımlanabilirdi. Yani topa havada vurmak. Maçı izleyenlerden Profesör Albert T.Halstead, “Mintonette” yerine “Volley Ball” adını teklif etti. “Volley”, tenis ile futbolda kullanılan bir terimdi. Yani topa yere değmeden vurma demekti. Bu ad benimsendi ve 1952 yılında Amerika’da bu iki isim birleştirilerek “Volleyball” diye yazılmasına karar verildi.
1896’da Sprinfield’deki kolejde yapılan gösteriden sonra, William G.Morgan, istek üzerine o güne kadar geliştirdiği kuralları bir kitap üzerinde topladı. YMCA, voleybolu kısa sürede Amerika ile Kanada’ya yaydılar. Genç misyonerlerden J.Howard Crocker Çin’e,Franklin Brown Japonya’ya, Dr.J.H.Gray Burma’ ya, Hindistan’ a,daha başkaları da Güney Amerika,Avrupa ve Afrika’ ya bu eğlenceli oyunu yarışırcasına yaymaya çalıştılar.
1913 Manila Uzak Asya Oyunları sırasında o güne kadar yumruk,kol,avuç ve el kullanılarak vurulan top için “smaç” hareketi bulundu. Böylece ilk smaç bu organizasyonda voleybola girmiş oldu. Böylece 1895 eğlence voleybolunun,1913 ise güç voleybolu başlangıcı idi. Set ve blok 1916'da Filipinler'de ortaya çıktı. Altı kişilik takımlar 1918'de standart hale geldi.
ABD'li askerler bu sporu 2. Dünya Savaşı sırasında Avrupa'ya götürdüler. 1947'de Uluslararası Voleybol Federasyonu kuruldu. 1949'da Uluslararası Olimpiyat Komitesi voleybolu oyunlar arasına aldı. Aynı sene ilk erkekler dünya şampiyonası düzenlenirken üç sene sonrasında bayanlar şampiyonası düzenlendi. Her iki şampiyonayı da SSCB kazandı ve bu üstünlüğünü 80'li yıllara kadar sürdürdü. 1964'te Japonya karşılarına bir rakip olarak çıktıysa da SSCB'nin üstünlüğü uzun süre devam etti. 1984'te Los Angeles'ta ABD erkeklerde şampiyon olana kadar süren üstünlük bu tarihten sonra Batı'ya geçti.
TÜRKİYE’DE VOLEYBOL
Voleybol,Türkiye’ ye 1. Dünya Harbi’nden sonra mütareke günlerinde geldi.
1919-1925 yılları arasında İstanbul’da YMCA’ nın müdürlüğünü yapan Dr.Deaver adlı bir Amerikalı,derneğin spor salonunda voleybol oynatmaya başlamış,kısa zamanda beden eğitimi öğretmenlerinin ilgisinin bu ilginç spora çekmeyi başarmıştı.
1919’ da voleybol, Avrupa’ ya yayılmış değildi. Bulunalı 24 yıl olmuş,hele smaçla oynanmaya başlanışının üstünden ancak 6 yıl geçmişti.
Cağaloğlu’ndaki Erkek Muallim Mektebi’ nin beden eğitimi öğretmeni ünlü spor adamı Selim Sırrı Tarcan idi. Tarcan,YMCA’ da oynayıp beğendiği ve bedensel yetenekleri geliştiren bu temiz sporu öğrencilerine öğretmeye başladı. 1920-1924 arasında Erkek Muallim Mektebi’ nden çıkan beden eğitimi öğretmenleri kısa sürede okullarımıza yayıldılar. Kabataş, Vefa, Pertevniyal, Galatasaray, İstiklal, Haydarpaşa ve İstanbul liselerinde yoğunlaşan çalışmalar, önce okullar arası turnuvalara yol açtı. Voleybol oynayan çocuklar mezun oldukça, çalışmalar üniversitelere ve kulüplere yayılmaya başladı.
Bugünün basketbol yuvası olarak bilinen o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi (İTÜ), 1924-44 arasında voleybolun beşiğiydi. Ankara’daki Siyasal Bilgiler Fakültesi (Mülkiye), voleybola öncülük eden yüksek okuldu.
1949’da Türkiye Voleybol Şampiyonası’ nın ilki yapıldı. Takım sayısı fazla değildi ve Altınordu, Beyoğluspor, Galatasaray, Kadıköyspor, Kurtuluş, Moda, Vefa, İstanbul Ligi’nde oynuyordu.
32 yıl süren bu başlangıç döneminde Türk voleybolu dışa kapalı olduğundan çok ilkel görünümdeydi. Spor Oyunları Federasyonu, basketbol,voleybol ve eltopu sporlarını birlikte yönetiyordu.
1946 yılında ülkemize Yunanistan’ dan içlerinde voleybolcuların da bulunduğu bir basketbol takımı geldi. Durum, Spor oyunları Ajanı Turgut Atakol’ a bildirildi ve İstanbul-Atina voleybol maçı oynanması istendi. İlk yabancı karşılaşma olarak kabul edilen bu maç 2-0 İstanbul karması lehine sona erdi ve takımda Güneri Artunkal, Dinçer Asena, Mehmet Jeba Berkök, Ayhan Demir, Payidar Dobra, Gültekin Güler, Aleksandr Holyafkim, Valentin Holyafkim, Uğur Kalafatoğlu, Erdoğan Kutkan, Sacit Seldüz, Merih Sezer yer aldı.
Bu ilk yabancı temas “dostluk” maçı olarak kabul edildi. 1952 yılında Ayhan Demir, üniversiteli sporculardan kurulu bir takım kurmuş ve Mısır’ ın davetlisi olarak Kahire’ ye götürmüştü. Türk voleybolcuları, oradaki hakemlerden bizde uygulanan kuralların çoktan değiştiğini öğrendiler ve utanç verici bir duruma düştüler. Çünkü vuruş, diziliş ve her şey değişmişti.
İstanbul’a Dönen voleybolcularımız, Spor Oyunları Federasyonu’ na başvurarak Kahire’ deki durum anlatıldı. Bunun üzerine 1953 yılında Yugoslavya ile İstanbul’da bir maç oynanması için harekete geçildi. Bir milli takım seçildi ve Mısır’ da elde edilen bilgilerle çalıştırıldı. Bu takımda Selçuk Atamer, Yiğit Ayaşlıoğlu, Saman Belgerden, Ayhan Demir, Sinan Erdem, Gültekin Gürel, Aleksandr Holyafkim, Valentin Holyafkim, Ziya Kayacan, Sacit Seldüz, Lui Şalabi, Marsel Şalabi yer aldı.
Spor ve Sergi Sarayı’ nda oynanan bu ilk milli maçta, takımımız Yugoslavların yadırgadığı çekmelerle bir set kapıp 3-1 yenildi. Bu maçın rövanşı 1954 yılında Belgrad’ da oynandı ve 17 dakikada 3-0 mağlup olduk. Böylece voleybolda ilk milli temasımızı da yapmış olduk.
Günümüzde, özel yurt içi turnuvaların yanında voleybol takımımız yurt dışında düzenlenen Bahar Kupası, Balkan Voleybol şampiyonası, Avrupa şampiyonası'na da katılmaktadır.
VOLEYBOL TERİMLERİ
Diğer popüler spor türleri ile karşılaştırıldığında voleybol oyununun diğerlerinden belirgin olarak farklı bazı özellikleri olduğu görülür.
GERİYE GÖNDERME OYUNU
Voleybol topun darbelerle rakibe geriye gönderildiği bir oyundur. Yani:
-Takımların uzun süreler topu alıkoyma olanakları yoktur,
-Topa yapılan temasların kalitesi başarı veya başarısızlığı belirleyen en önemli unsurdur,
-Kısa süreli topa temasların arasında, oyuncuların yaptıkları topsuz hareketler takımın başarısını belirler.
Görüldüğü gibi bu spor, futbol, basketbol ve hentbol gibi oyunlardan çok farklıdır. Diğer oyunlarda kaybedilen top savaşılarak geriye kazanılabilir veya top "tutulabilir", yani belirli sınırlar içinde zaman geçirmek için oynanabilir. Ayrıca diğer oyunların hiçbirinde topla temasın kalitesi hakem tarafından kontrol edilmez.
UZMANLAŞMA
Voleybol oyuncularının takım içinde belirli görevler için uzmanlaşmaları ancak sınırlı olarak mümkündür. Kurallar gereği oyuncular dönerek oynadıklarından ve her sette değiştirilebilecek oyuncu sayısı sınırlı olduğundan, her oyuncu hem hücumda hem de savunmada görevler üstlenmek zorundadır. Bu nedenle genç oyuncuların çok yönlü yetiştirilmeleri oldukça önemlidir.
OYUN ALANI
Voleybolda oyun alanı çok küçüktür. Oyuncu başına sadece 13,51 m² alan düşerken, bu sayı basketbolda 36,4 m², hentbolde 69 m², futbolda ise yaklaşık 490 m²'dir. Bu durum ise voleybolcuların diğer sporculardan daha farklı özelliklere sahip olmasını gerektirir. Örneğin hızlı kavrama, konsantrasyon ve takım içi uyum çok önemlidir. Dolayısıyla genç oyuncuların yetiştirilişinde koordinasyon özelliklerinin geliştirilmesine gayret edilmeli ve onları becerilerini gerilimli durumlarda dahi uygulayacak şekilde çalıştırmalıdır.
OYUN YÜKSEKLİĞİ
Voleybolda oyuncuların topla temas ettikleri yükseklikler çok farklıdır. Yerden birkaç santimetre yükseklikten (top çıkarma), 3,6 m yüksekliğe kadar (smaç) her seviyede topla oynanması söz konusudur. Bu ise oyuncuların çok hareketli olmalarını ve sıçrama kabiliyetlerinin çok iyi olmasını gerektirmektedir.
SORUMLULUK
Her voleybolcu kendi oyununun sürekli bir zincirin halkası olduğunu anlamalıdır. Kendi oyun tarzı bu zincire uygun olmalıdır ve hareketlerini takımdan ayrı olarak değerlendirmemelidir. Dolayısıyla herkes kendi aksiyonları ile başarılı bir zinciri oluşturmaya veya olumsuzlukları düzeltmeye gayret göstermelidir. İyi bir manşet ve pas, başarılı bir smaçın vazgeçilmez ön koşullarıdır. Başarılı bir arka alan savunmasının ön koşulu ise kuralına uygun blok tutulmasıdır. Dolayısıyla her bir oyuncunun takımın başarılı olması için sorumluluk duygusuna sahip olması voleybolda kaçınılmazdır. Hem sahada, hem de sosyal yaşamlarında sağlanacak uyum ve birliktelik duygusu takımın başarısı için çok önemlidir. Voleybol, başarı için oyuncuların birbirlerine karşı anlayışlı ve uyumlu olmalarını zorunlu kılan ender spor türlerinden biridir. Dolayısıyla antrenörler takımın fiziksel özellikleri kadar, sosyal uyumunu da geliştirmeye özen göstermelidirler.
BAŞARININ PAYLAŞILMASI
Voleybolda servis, smaç ve blok dışındaki diğer top temaslarının başarısı genellikle gözden kaçar. Örneğin manşet, savunma, pas, dublaj v.b. oyunlar önemsiz ara hareketler gibi görünür ve özellikle genç oyuncular bunların önemini kavrayamazlar. Voleybolcular tecrübe kazandıkça bu yan öğelerin önemini anlarlar ve bu tür başarılardan da keyif alabilirler.
SAVUNMA
Voleybolda sayı, ancak iyi bir savunmadan başlayarak kazanılır. Rakibin hataları dışında, sayı kazanılabilecek 3 durum vardır:
- Doğrudan servis atışı ile,
- Geçilmesi güç bloklar tutarak,
- Başarılı bir savunma sonrasında yapılan hücumlar ile.
Bunlardan ilk ikisi genellikle servis atan takım tarafından gerçekleştirilmeye çalışılır. Ancak üst seviyede oynanan voleybol maçlarında ilk iki uygulama ile sayı kazanmak zordur ve genellikle servisi karşılayıp hücum yapma hakkına sahip olan takım daha avantajlıdır. Dolayısıyla rakibin bu avantajını ortadan kaldırmak ve iyi bir savunma ile karşı hücum hakkı kazanmak gerekir. Modern voleybolda rizikolu servislerle rakibin hücum organize etmesini güçleştiren, başarılı bloklarla rakip hücumunu önleyen ve iyi savunma ile karşı hücum yapma şansını elde eden takımlar kazanır. SON SAYI Voleybol oyununu son sayıyı alan takım kazanır. Yani setler zaman ile sınırlı olmadığından oyun sırasında öne geçmenin hiç bir faydası yoktur. Bu nedenle maç sayısını alana kadar aktif olarak her sayı için savaşmak gerekir. Rakibin hata yapmasını bekleyerek sayı kazanmayı umut eden takımların başarısı şansa kalmıştır. Ancak kendi gücü ile son sayıyı alana kadar savaşan takımlar uzun vadede amaçlarına ulaşırlar. Dolayısıyla antrenmanlarda takımın soğukkanlı, hırslı ve istekli olma özelliklerini geliştirmeye çalışmalıdır.
KONSANTRASYON
Voleybolda sayı almaya konsantre olmak çok önemlidir. Oyuncular yaptıkları her hareketin çok önemli olduğuna inanmalıdır. Tüm düşünce ve hisleri ile o an yaptıkları harekete konsantre olmalıdırlar. Biraz önce yapılmış veya biraz sonra yapılacak hareketleri düşünerek konsantrasyonu bozmamak gerekir. Bu sağlanırsa başarı kendiliğinden gelecektir. Konsantrasyon alışkanlığı antrenmanlarda kazanılır ve bu idmanlarda düşük tempoda çalışmaya, gevşek davranmaya ve ciddiyet dışı davranışlara izin verilmemelidir. Her oyuncu en iyisini yapmaya çalışmalı ve kendi pozisyonunda en iyi olmaya gayret etmelidir.